Kendini Sabote Etmek – Oyalanma
Bir eğitimci ve danışman olarak hem yetişkinlerde hem de ergenlerde gözlediğimiz en bilinen “kendini sabote etme” yöntemi “oyalanma” veya “öteleme” davranışıdır. Burada tırnak içinde bahsettiğimiz durum, hayatın akışı içinde karşılaştığımız yeni durumlar nedeniyle planlarımızı gözden geçirmek, atılması gereken adımların önceliğinin değişmesi nedeniyle başka bir zamana bırakmak değil. Üzerinde konuşmak istediğimiz ve insanın kendi kendisine zarar vermesine sebep olan bir kendini kontrol edememe davranışı.
Madem hayatın doğal akışı içinde erteleme-öteleme davranışı kendisine yer buluyor, zararlı olan “oyalanma” davranışını yazımızın en başında tanımlayarak karışıklığın önüne geçelim.
Oyalanma davranışı aslında bir otokontrol ve zaman yönetimi sorunudur. Kişinin mevcut durumunda bir değişiklik yapmak istememesi (atalet) ve / veya kendisini ikna edememesi sonucu sıkça görülen bir kendini sabote etme davranışıdır. Araştırmalar “oyalanma” davranışı ile yüksek stres ve düşük iyi olma durumu ve depresyon arasında yakın bir ilişki bulunduğunu göstermektedir. Ancak zaman içerisinde bu davranış sadece bir otokontrol ve zaman yönetimi sorunu olmaktan çıkar. Sonuçları itibariyle bir yerden sonra kişisel bir sorundan kişiler arası bir soruna dönüşür.
Modern toplumlarda gerek çocukların gerekse yetişkinlerin neredeyse yarısına yakın bir kısmı kronik oyalanma belirtileri göstermektedir.
Oyalanan insan
Oyalanan insanda gözlenebilecek belli başlı tutumlar şunlardır:
- Sık sık “sonra yaparım” diyerek görevlerin sıralandığı zihinsel takvimde sürekli değişiklikler yapar. Ertelemek çok sık başvurduğu bir yöntemdir. Etrafında onunla birlikte aynı takvimi yürüten veya bu takvimi izleyen kimse o takvimi bir türlü takip edemez. Bazıları hep meşguldür, o yüzden yapılması gereken şeylere asla zamanı yoktur, belirsiz bir gelecekte o iş için uygun olacaktır.