yaz tatili

Ve yaz geldi… Şimdi ne yapacağız?

Dünya tarihinde çok nadir gerçekleşen büyük salgınlardan birine hep birlikte şahitlik ettik. Bir anda hayatımıza giren maskeler, uzaktan dersler, sosyal mesafeler ve maalesef acı kayıplarla çok zor bir dönemi atlattık ve yeni normale alışmaya çalışıyoruz.

Eskiden ‘Kar yağsa da okul tatil olsa’ diyen öğrenciler, ‘Aman okul kapanmasın, uzaktan eğitime geçmeyelim’ diye bekler oldu. 

Pandeminin bize öğretilerinden en önemlisi en büyük uluslararası holdinglerin bile uzaktan yönetilebilir olduğu ve hiç bir şey için fiziksel bir araya gelmek zorunda olmadığımız. Evet zorunda değiliz, işler uzaktan da teknik olarak yürüyor, ama biz bunu istiyor muyuz? 

İşte bu noktada her birimizin sosyal bir varlık olduğu gerçeği ile yüzleşiyor ve diğer alanlarda olduğu gibi okulların da sosyal bir ihtiyaç olduğunu kabul ediyoruz.

Uzaktan eğitim süreci boyunca öğrenciler ikiye ayrıldı: teknolojik imkanları olmadığı için eğitimden ve öğretimden tamamen soyutlanan öğrenciler ve teknolojik tüm imkanların seferber edildiği, uzun planlamalar sonucu ekiplerin ortaya koyduğu öğretim tasarımlarıyla ders içeriklerine ulaşabilen diğerleri… Bu yazıda odaklandığımız ikinci grupta olan öğrenciler. Bu öğrenciler için beğenmedikleri ders anlatımlarının yüzlerce alternatifi internet ortamında önlerine seriliydi. 7/24 evdeydiler ve sosyalleşmek için dışarı çıkmaları kısıtlanmıştı. Öğrenmeleri için her şeye sahiptiler. Buna rağmen, öğrenciler ve veliler bu dönemin kayıp olduğunu ve okullar yüz yüze açılınca bu dönemin telafi edilmesi gerektiğini düşündüler.

Ve 2021-2022 akademik yılında okullara dönüş başladı. Öğrenciler ve öğretmenler çok heyecanlıydı, veliler çok mutluydu. Hiçbir şey eskisi gibi değildi, hiçbir zaman eskisi gibi olmayacaktı. Bu gerçekle yüzleşip, yeni normalin temellerini atmanın zamanı gelmişti. Bazı öğrencilerin uyum süreci kısa sürmüş olsa da, diğerleri bu sürece uyum sağlamakta epeyce zorlandılar. Yataklarından kalkıp, giyinip okula gelmek bile zor geldi. Bunun yanında akademik ve sosyal beklentiler gittikçe arttı ve bu öğrenciler ne yapacaklarını bilemeden yılı bitirdiler. 

Akademik olarak zorlanan öğrenciler, kendinizi suçlamayın. Evet bilerek, isteyerek çalışmamış ve düşük notlar almış olabilirsiniz. Hem kendinizi hem de ailenizi hatta size güvenen öğretmenlerinizi üzmüş olabilirsiniz. Bunu bir süreç olarak değerlendirip, akademik olarak sizi geriye iten diğer önceliklerinizi ve bu diğer şeylerin size kattıklarını görün ve seçiminizi kabul edin. Kendinizi başarısız görüp, suçlayarak ve geçmişe saplanarak maalesef başarıya ulaşmanız mümkün değil. İşte beyaz bir sayfa! Yaz tatili…

Şimdi öz algınızı geliştirip kendinizi, kim olduğunuzu, ne istediğinizi, bunun için ne yapmanız gerektiğini ve bu hedefinizde ne kadar geride olduğunuzu fark edin. Eksiklerinizi nasıl giderebilirsiniz? Kaynaklarınız neler? Bunu ne zaman ve nasıl gerçekleştirebilirsiniz? Ne zaman ve hangi adımla başlayacaksınız?

‘… yapmam lazım’ cümlelerinden kurtulun. ‘….. yapacağım’ gibi küçük ama somut hedefler koyun. Tek başınıza çözmeye çalışmayın. Ailenizden, arkadaşlarınızdan, öğretmenlerinizden veya diğer kaynaklarınızdan destek alın. 

Hayatınızın tamamını ders çalışarak geçirmek zorunda değilsiniz, kimse sizden bunu beklemiyor. Çalıştığınız her saniyeyi verimli geçirmeniz ve her gün bir öncekinden daha iyi olmanız yeterli. Geriye gitmediğinden ve yerinizde saymadığınızdan emin olun. Çok ufak bile olsa gelişme, gelişmedir. Ve bu bir başarıdır. 

Şimdi fiziksel yorgunluğunuzu atmak için küçük bir ara verebilir, özlediğiniz şeylere zaman ayırarak başlayabilirsiniz. Sonrasında eksiklerinizi gidermek için akademik planlamalar yapmalı ve kendinizi yıpratmadan kendi temponuzda en verimli çalışma programınızı takip ederek önümüzdeki sene için hazırlanmalısınız. Akademik ve sosyal yaşantınızın yanı sıra sizi büyütecek, entelektüel olarak gelişmenizi sağlayacak etkinliklere katılmayı unutmayın. Bu etkinlikler kitap okumak, müze gezmek de olabilir, yelkenle denize açılmak veya bir yemek kursuna katılmak da olabilir.

En önemlisi Eylül ayında okula döndüğünüzde Haziran’da okuldan ayrılan mevcut halinizden çok daha gelişmiş biri olmanız. Akademik, ruhsal ve sosyal olarak önce kendi beklentilerinizi karşıladığınızdan emin olun, başkalarının takdiri zamanla gelecektir. 

İşlerinizi ertelemeyin, yapılacak listesinde bekleyen tek bir maddeye bile bitti işareti koymanız özgüveninizi yerine getirecek ve diğer işlere daha çok odaklanmanızı sağlayacaktır. Bir çok yarım kalan işten ise biten birkaç iş ve yarım kalanlar ile yola devam etmek daha iyidir. En kolay olan ile başlayın ve yapılacak listenizi azaltın. Göründüğü kadar zor olmadığını göreceksiniz. 

Akademik olarak başarılı bir yıl geçiren öğrenciler… Rehavete kapılmayın. Hedefleriniz için atacağınız her adım çok önemli. 12. sınıfa gelip başvurularınızı yapmaya başladığınızda, ‘Hedeflediğiniz okul sizi neden seçsin?’ sorusunun cevabını verebilmek için şimdiden çalışmaya ve portfolyonuzu genişletmeye başlamalısınız. Hedeflerinizi ve bu hedeflere ulaşmanın yollarını belirleyin. Bu hedefe ulaşmak için ne yapmalısınız? Bunları ne zaman ve nasıl yapacaksınız? Bunları yapabilmek için hangi kaynaklara ihtiyacınız var? Bunları netleştirin ve yola çıkın. Hedefinize giden yolda her günün önemi var. Tek bir günü bile kazançsız geçirmeyin. Akademik değilse sosyal, sosyal değilse ruhsal mutlaka bir kazancınız olsun. 

Ve bu mesaj hepiniz için: 

Kendinizi çok sevin ve kendinize inanın, siz isterseniz her şey mümkün. Diğer her şey ve herkes zaten yanınızda. 

Harika bir yaz tatili geçirmeniz dileğiyle…


Please Login to Comment.

Scroll to top