Korku temelli ebeveynlik

Korku Temelli Ebeveynlik

İnsanı diğer hayvanlardan ayıran birincil özellik, evrimleşmiş beyin kapasitesi ya da gelişmiş zekâ kullanım biçimidir. Beyin dışındaki hiçbir organ insanoğlunu tek başına diğer hayvan türlerinden ayırmaya yetmez. İnsan beyni çevreden kendisine gelen bilgiyi başka bilgiler ile ilişkilendirme ve büyük bir bilgi ağı içine yerleştirme konusunda eşsiz bir yeteneğe sahiptir. Çok gelişmiş ve farklı işleme yeteneğine rağmen insan beyninin hala üstesinden gelemediği, ilkel bir şekilde işlemeye devam ettiği önemli bir duygu vardır: Korku. Diğer birçok konu gibi de ebeveynlik de bu duygudan çok derinden etkileniyor, öyle ki literatürde “korku temelli ebeveynlik” şeklinde bir kavram var artık.

Korku yalnızca dışarıdan kaynaklanan bir tehdit değil, korku hakkında ürettiğimiz mitler ve korku üreten hikayeler ile kontrolsüz “bilgi” akışı da temel korku kaynaklarına ek yeni korku kaynakları olarak dünyamızda yerini almış durumda.

Ebeveynin -özellikle çocukları küçükken- çocuklarının iyiliği ve geleceği için endişeli olması çok sıradışı bir durum değil. Hem biyolojik olarak anlamlı hem de psikolojik olarak. Ancak 1960lardan itibaren bu korku / kaygı halinin ebeveynliği her geçen gün biraz daha etkisi altına alarak yönlendirdiği ve değiştirdiği de ortada.

Vücudumuzu kontrol eden hormon ve sinirlerin korku veren tehdit veya tehlike karşısında çok net bir cevabı var: Kaç ya da savaş. Bu sayede kişi üzerinde çok büyük etkileri olan korku, korkuyu oluşturan duruma verilen cevapla dağılır ve vücut normalleşmeye başlar. Korku çok yoğun bir duygudur, bu nedenle vücudun bu kadar yoğun olumsuz bir duygunun devam eden etkisinde kalması stres ve gerginliğe sebep olur.

Korku temelli ebeveynlik yetişkini nasıl etkiler?

Bu açıdan korkunun ebeveyn üzerinde iki tür etkisi olur:

  1. Ebeveyn çocuğu ile ilgili korkudan kurtulamaz, çocuğu hayatta olduğu sürece onun gelişimi, geleceği ve iyiliği sürekli olarak ebeveyn tarafından analiz edilecektir. Ebeveyn evrimsel olarak vücudunun geliştirdiği kaç ya da savaş tepkisini vererek korkularından sıyrılamaz. Bu da düzenli olarak kaygılı bir zihin yapısında kalmasına sebep olur. Az önce de belirttiğimiz gibi, uzun süreli korku stres ve gerginlik sebebidir. Bu nedenle bazı ebeveynler için ebeveynlik çok büyük bir stres kaynağıdır. O kadar ki, kişinin kendi yaşam kalitesini uzun süreli düşüren bir duruma dönüşür. Bazı ebeveynlerde bu durum çocuğa yönelmiş öfke olarak somutlaşır.
  2. Korku nedeniyle ebeveynin çocuğun yaşamı üzerinde kontrolü artar. Az veya çok, birçok ebeveyn ilk çocuklarında ve özellikle çocukları küçükken bu korkunun etkisi altında çok müdahaleci bir tutum benimsemiş, kendilerine karşı da acımasız olmuşlardır.

Öyle veya böyle, hemen herkes “korku temelli ebeveynlik” sürecinden geçmiştir ve belli bir oranda bu sağlıklıdır da. Doğanın ebeveynin içine yerleştirdiği bu tutum neslin devamını sağlayacak olan küçüğün varlığını garanti almaya yarayan bir mekanizmadır. Ama bunun yoğunluğu ve süresi doğal olanı aştığında aslında ebeveyn kendi korkularıyla hem çocuğuna hem de kendine zarar vermeye başlar. 1970 lerden itibaren terminolojideki yerini alan “helikopter ebeveynlik”, “buldozer ebeveynlik” ve motive edici ebeveynlik gibi tanımlar hep bu korku ikliminin ürünü veya bu ürünlerin ürünü ebeveynleri tanımlamak için üretilmiş terimlerdir. (Kaplan ebeveynlik, yıkıcı ebeveynlik, kör ebeveynlik gibi işi ileri taşıyan kavramlardan bahsetmiyorum bile)

Nasıl bir ebeveynsiniz?

Eğer kendinizi sık sık;

  • Çocuklarımın başına … geleceğinden korkuyorum.
  • Sadece zarar görmesini istemiyorum.
  • Hayat denilen yarışta geri kalmasından korkuyorum.

gibi ifadeleri kullanıyorken yakalıyorsanız, ve sık sık çocuğunuzun adımlarının sıklığı, yönü, derinliği, türü hakkında eleştiri veya öneri getiriyorsanız, üzgünüz, siz de korku temelli ebeveynlik yelpazesinde yerini almışsınız demektir. Eğer diliniz ve düşünceleriniz sürekli böyle kaygılı ve eleştirel bir şekilde ilerliyorsa tahmin ettiğinizden daha ileri gitmiş olabilirsiniz.

Ama sorun değil, farkına varmak bile çok büyük bir gelişme.

Korku temelli ebeveynliğin olumsuz etkileri

Unutmayın ki, korku temelli ebeveynlik, her ne kadar iyi niyetli olunsa da, çocuğun gelişimi üzerine olumsuz etkilere sahiptir.

  • Öncelikle hatalardan ders alınan en doğal öğrenme metodunu engeller. Kaygı ve korku bulaşıcıdır, çocuğunuza da bulaşır. Öyle ki hata yapacağı ve başına kötü bir şey geleceği, veya en azından sizin öyle düşüneceğiniz korkusuyla çocuk artık adım atamaz hale gelir.
  • Sorumluluk almak hataların sonuçları ile yüzleşmeyi gerektirir. Bu nedenle çocuk hiçbir alanda sorumluluk almayı istemez, böylece çok güvenli bir alanda hayatına devam eder.
Korku temellik ebeveynlik
  • Basit neden sonuç ilişkisine sahip metotları benimser, yaratıcılık gerektiren, uğraş isteyen alanlardan uzak durur. Örneğin okulda başarılı olmanın en güvenli yolu tüm ödevleri zamanında yapmak, yazılılarda istenilenleri bilip buna göre hazırlanmak, karne notunu yüksek tutmaktır. Okulun bitiminde öğrenci “öğrenmiş” olmayacağı halde başarılı görünecektir, ki bu ebeveyni mutlu eder, sakinleştirir, çocuk da bunun rahatlığını yaşar.
  • Kendilerini sürekli güvenli alana doğru iten, diğer alanlarda deneme ve yanılmanın getireceği risklerden kaçınan çocuklarda zamanla öz algı bozulur. “Ben böyle daha iyi öğreniyorum”, “O yöntem bana göre değil” gibi tanımlamalar yapan çocukta zamanla özgüven azalır.
  • Kontrol altında kalan, sürekli ebeveynlerinden korku temelli davranış gören çocukta da zamanla korkunun süreğen olmasından kaynaklanan stres görülmeye başlar. Anksiyete, gerginlik hatta başkaldıran bir tutum içinde olan çocuk için “ergen” olmakla ilgili teşhis konsa da aslında çocuğun yaşadığı şey bir tür tepkisel isyandır.

Ne yapmalı?

Tüm bunların en kolay çözümü tabii ki uzmanların “pozitif ebeveynlik” dediği bir zihin durumuna geçmektir. Bir gün içinde olacak bir şey olmamakla birlikte, sadece bunun için uğraşıyor olmak, bazı küçük değişiklikler ile “korku temelli” davranışların miktar ve derinliğini azaltmak bile hem ebeveyn ile çocuk arasında ilişkiyi daha sağlıklı hale getirecek hem de paydaşları mutlu edecektir. Mutlu bireyler daha sağlıklı ve daha dürüst iletişim ve ilişki kurar.

Please Login to Comment.

Scroll to top